Hikaye: ''Aydınlıga Giden Yol'' Kısım 1
Aydınlığa
Giden Yol.
Hayatındaki
tek hayali bir aydınlık yolunun üyesi olmak olan Davut ismindeki 06.06.1991 doğumlu
genç adam bir sabah bacaklarında sızlama ve gerginlikle uyandı. Bunun sebebini
yaptığı ağır tarım işçiliğine bağladı ve aynı gün doktora gitti. Muayene
olduktan sonra doktor Arif Bey ona vitamin ve demir eksikliğinden
kaynaklandığını söyledi. Ona bir takım takviye edici vitamin ilaçları ve
iğneleri verdi. Onları eksiksiz kullanan Davut tekrar doktora giderek ‘bir
faydası olmadığını’ söyledi. Bunun üzerine sevk edildi, sevk sonucunda Als
hastası olduğunu öğrendi. Bunun üzerine yola çıktı. Köyüne gidiyordu.
Çakırözü’ne vardığında durumu ailesine anlattı. Ailesi çok üzgün, yıkıktı.
Artık
tarım işçiliği yapamayacak olmasından dolayı kendine bir otel buldu ve orada
çalışmaya başladı. Her şey seyrinde gidiyordu. Bir gün internet sitelerinde
gezinirken aydınlığın yolu ile ilgili bir sayfayı beğendi. Aradan bir hafta geçer
geçmez akşam evinde dinlenirken telefonuna bir mail geldi.
-
‘O
gece aradığın neyse aramana gerek yok çünkü biz istemedikten sonra sen bizi
bulamazsın.’ Gönderen: Anitta
Ve cevap
vermekte gecikmedi:
-
‘Evet
siz istemedikçe ben sizi bulamam ama bir şeyden eminim benim sizi aradığımdan
çok siz beni arıyorsunuz.’
A: - ‘
Neden biz seni arayalım? Senin diğer insanlardan farkın ne?’
Aslında
Davut diğer insanlardan ve diğer aydınlık yolu üyelerinden farklı olduğunun
farkındaydı. A.’ya rüyasını anlatan bir mesaj yazdı.
Rüyasında
bir tapınakta aydınlık yolu üyesi olarak ayin yaptığını ve o ayın sırasında
tapınağın basıldığını görmüştü. Gelenler ise en büyük düşmanları Agartalılar
idi. Elindeki mızrakla onları öldürmüştü. Bunu okuyan A. hemen Davut ile
irtibatı keserek aydınlığının yolunun seçilmiş kralı olan Kral Atenin’in yanına gider.
ABD’nin cincinatiye şehridir. Kral Atenin’in malikanesine gelir.
Kral
Atenin: - ‘ Hoş geldin Tanrı’nın dişi yüzü. Bu acil ziyaretinin sebebi nedir?’
Anitta:
-‘ Yüce efendim galiba tahtın gerçek sahibini buldum.’ diyerek D ile olan
konuşmasını anlatır.
Kral bu duruma çok sevinir. Fakat sevinci buruk kalmıştır.
Çünkü Kral Atenin seçilmiş son kraldır, tahtın gerçek sahibi bulunmuştur.
Kral: -‘
Tövbe edin, Tanrı’nın egemenliği yaklaşıyor. Bize Tanrı’nın bahsettiği ve onun
seçtiği kral bulundu. Düşman Agarta kralı öldürecek tek kişidir.
Kral
hemen Anitta’ya emir verir. Diğer altı üyenin onları 1 Ocak 2020’de Keops
piramidinin kraliçe dairesinde toplantıya çağırdığını söyler. Anitta diğer
üyeleri toplamak için yola çıkar. İsrail, İngiltere, İtalya, Fransa, Çin,
İspanya’da yaşamaktadırlar. Güvenlik nedeniyle hepsini tek tek ziyaret etmesi
gerekiyordur.
Tek tek
bütün üyelere kralın emrini bildiren Anitta cincinatiye geri döner. Efendisi
ile tekrar görüşür. Kral ile ne yapacaklarını tekrar konuşurlar.
Kral: -‘
Artık onunla iletişime geçmene gerek yok.’
A.
şaşırmış bir halde: - ‘Efendim onun gerçek varis olduğuna inanmıyor musunuz?’
Kral: -‘
Bunu zaman gösterecek. Biz zaten şimdiye kadar onu takip ettik, gözlemledik.
Ancak onun gerçek varis olup olmadığını yetiştirdiğimiz ve en yakın sürede
hayatına sokacağımız gözümüz olan kişinin raporları doğrultusunda karar verip,
ebedi yemin törenine davet edeceğiz.’
A:
-‘Efendim gerçekten oysa yetiştirdiğimiz gözümüz olan kişiyi fark edecektir.
Çünkü onun nasıl bir zekaya sahip olduğunu siz biliyorsunuz.
Kral: -
‘ Eğer onu fark ederse zaten aradığımız varis odur.’
Anitta
kralın huzurundan ayrılır.
Artık
Anitta’dan mesaj almayan Davut’un tüm umutları tükenmiş bir halde mesaj yazar:
-‘ Neden cevap vermiyorsunuz? Ben sizin kardeşiniz değil miyim? Ben sizin
gelecekteki efendiniz seçilmiş olan, size bahşedilen Tanrı’nın seçtiği kral
değil miyim?’
Buna da
cevap gelmeyince artık bu işin peşini bırakır. Bir süre daha çalıştığı iş
yerinde devam eder. Daha sonra hastalığı ilerlemeye başlar. Artık koşamıyordur,
yürümekte bile zorlanıyordur. Bunun üzerine evine, ailesinin yanına dönmek
zorunda kalır. Tam döneceği gün Anitta’dan mesaj gelir:
-‘ Bu gece seni kalede gece ikide bekliyor
olacağız.’
Buna çok
şaşıran Davut, oraya geleceğini, söyler. Kale dönemin en popüler ve görülmeye
değer mekanlarından birisi. Kalenin ilk olarak İyonlar döneminde (M.Ö. 1044)
yapıldığına ve sonrasında da Büyük İskender döneminde yenilendiğine inanılıyor.
O gece kaleye giden Davut kalenin içine girer. Kalenin içerisindeki yedi kapı
da kilitlidir. Bunun üzerine sabaha kadar bekler. Kimsenin gelmeyeceğini
anlayınca dizlerinin üzerine çöker ve kafasını gökyüzüne çevirerek: ‘Ey Tanrım
ben senin seçilmiş kralın değil miyim?’ diye haykırır. Gözleri dolan Davut
umutsuz ve yorgun bir halde ailesinin yanına döner.
Ailesi
onun çok zayıfladığının ve hastalığının ilerlediğini görürler. Ona eskisinden
daha iyi davranırlar, el üstünde tutarlar. Davut artık çalışamaz bir haldedir.
Yürümekte, konuşmakta bile zorlanıyordur. Bir gün ablası Şeyma ile otururken
telefonundaki güneş piramidini ablası fark eder.
‘Yoksa sen gizli bir örgütün
üyesi misin?’ diye sorunca Davut saçmaladığını, kolay olmadığını ablasına ifade
eder.
Ablası
gülerek şöyle yanıt verir:
-‘ Biliyorum. Nereden üye olacaksın? Senin ne farkın
var da kabul edecekler? Hem onlar dinsizler Allah’a inanmıyorlar. Sapkın bir
örgüt işte.’ der.
Davut
içinden ablasına kızar fakat bunu belli etmez. Aslında onun çevresindekiler
düşüncelerinin, inançlarının farklı olduğunu hissederler. Fakat o ailesi de
dahil olmak üzere kimseye bu hayalinden bahsetmez. En yakın arkadaşı olan Nail
bile bilmemektedir.
Hayatı
evden kahveye kahveden eve gitmekle devam eder. Ancak izlediği şeylerde,
filmlerde vs vs gizli örgütün mesajlarını algılamaya devam eder. Ancak bir
umudu kalmamıştır. Ciddiye de almaz.
Hayatında
bir kız arkadaşı olmayan Davut bir gece Tanrı’ya dua eder:
‘Tanrım neden hiçbir
kız beni istemiyor? Neden gerçekten seven, beni bu halimle kabullenecek birisi
yok? Ne olur bana beni gerçekten sebepsizce seven birini ver.’ der ve ağlayarak
uyuyakalır. Aradan üç gün geçmeden Sahra Koral adlı son sınıf öğrencisi ona
cevap verir. Kız ona inanmaz. Fakat Davut defalarca ısrar edince konuşmaya
başlar. Davut ona hemen hastalığını ve ne durumda olduğunu anlatır. Sahra,
bunların onun için bir öneminin olmadığını gerçek bir aşk ve sevgili aradığını,
söyler. Konuşmaya başlarlar. Kız o kadar iyi niyetli ve sevecen biridir ki
Sahra’ya hayran kalır, zamanla ona aşık olur. Sahra ise onun iyi niyetine
kalbinin temizliğine inanır ve ona aşık olur. Birbirlerine gidip gelmeye
başlarlar. Birbirlerini o kadar iyi tanırlar ki Sahra ona iyi gelecek ilaçlar
araştırmaya başlar. Bir gün Davut’un evine gelen Sahra ona şöyle der:
- ‘ Davut, İspanya’da öğrenim görmüş sinir
hastalıkları uzmanı arkadaşım Kaan var. Onunla iletişime geçeyim mi ? Artık
Türkiye’ye döndü.’ der.
D. : -‘
Tamam anlat bakalım durumu, bakalım yardımcı olabilecek mi?’ der. Bunun üzerine
Sahra hemen arkadaşı Kaan’ı arar. Durumu anlatır. Kaan sanki daha önceden buna
hazırlanmış gibi hemen ona ilaçlar yollayacağını söyler. Bunu duyan Davut
şaşırır, şüphe etmek ister ama artık ümidi kalmadığı için tesadüf olarak
düşünür.
* Yazmış olduğum yazının tamamı tarafıma aittir. Kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder