Emine Isınsu'nun Eğitim Hayatı Üzerine...
Emine Işınsu'nun anne ve babasının memur
oluşları sebebiyle memleketin farklı yerlerinde bulunmuşlardır. Bu yüzden,
Urfa’da başlanan ilköğretim, Sarıkamış’ta devam eder ve Ankara’da Alpaslan
ilkokulunda tamamlanmıştır. Yine Ankara’da Cebeci Ortaokulu’na girerek oradan
mezun olmuştur. Liseyi, TED Ankara
Kolejinde , 1957 yılında bitirmiştir.
Yüksek öğrenim macerası
ise oldukça hareketlidir, önce, babasının zorlamasıyla D.T.C.F. İngiliz Dili ve
Edebiyatı Bölümüne kaydolmuştur. Aslanda kendisi felsefe tahsili yapmak
istemiştir.
Bu arada, “fullbright” bursu için girdiği
imtihanı kazanmış; Amerika’da bir kuruluşun açtığı “sosyal hizmetli; sosyal akademi uzmanı” (social worker) kurslarına
katılmak üzere Amerika’ya gitmiştir. Dünyanın değişik ülkelerinden seçilmiş
olan 54 kursiyerle sosyal hizmetler hakkında iki aylık bir kurs gördükten
sonra; sosyal hizmetlilerin çalıştığı yerlere dağıtmışlardır. Ona da bir çocuk
kampı düşmüştür. On bir çocuktan; onların giyimleri, sabah kalkmaları, resim
yapmaları, orman gezilerinden sorumlu tutulmuştur. Toplam altı ay süren bu
kurstan sonra Türkiye’ye döner; tabii İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümündeki ilk
yılı da böylece geçmiş olur. Zaten isteyerek girmediği bolümü bırakarak; o
yıllarda yeni açılmış olan O.D.T.Ü’nin işletmecilik Bölümü’ne kaydolmuştur. Bir
arkadaşının teşviki, biraz da meydan okuması sonucu girdiği yeni bölümünü
babasından gizlemiştir. Bir müddet sonra sadece annesine ve ağabeyin
söyleyebilmiştir. Babasından saklama düşünceleri içindeyken; ilk eşi mimar
Erdoğan Okçu talip olur; babasının üniversiteyi devam ettirme şartıyla evlenmişlerdir.
O.D.T.Ü’ni evlilikle
birlikte yürütemeyeceğini anlayarak; D.T.C.F’nin Felsefe bölümüne kayıt
yaptırmıştır. Ancak, evliliğin
sorumlulukları, ilk çocuk, ardından ikinci çocuk derken; başlangıçtan beri
sevdiği arzu ettiği felsefe tahsilini de yarıda bırakmak zorunda kalmıştır.
Felsefe öğrenimi sırasında, fakültenin tiyatro kürsüsü derslerini de takip
etmiştir (1960). 1959 yılında kaydolup bıraktığı hukuk fakültesi macerasını da
ilave edersek; üniversite hayatının ne kadar hareketli geçtiği anlaşılabilir.
Yazarın o yıllardaki
düşüncelerinden birisi, üniversitede kalıp akademik çalışma yapmaktır olmuştur.
Tabiî bu gerçekleşmez ve yazmaya daha geniş zaman ayırma imkânına kavuşur. Bu
hale o, hep şükreder. Yani, üniversite tahsili yarım kaldığı için fazla
üzülmez.
* Yazmış olduğum yazının telif hakkı tarafıma aittir. İzinsiz kullanılması durumunda yasal işlem başlatılacaktır.
Yorumlar
Yorum Gönder